Değer Odaklı Sağlık Turizmi #3: Pazarlama

Merhaba değerli Sadece Sağlık Turizmi okuyucuları, başladığımız değer odaklı sağlık turizmi serisinin 3. yazısında PAZARLAMA konusunu ele alacağız bir önceki konumuz PR ve SATIŞ’dı o yazıyada buradan mutlaka göz atın.

Sağlık Turizminde Pazarlama değince aklımıza genellikle dijital reklamlar gelsede konu aslında çok daha farklı, bu yazıda değer odaklı PAZARLAMA süreci nasıl oluşturulur, önceliklendirmelerimizdeki yeri nedir? bunlara değindik.

Keyifli okumalar :)

Stratejiyi Tanımlamak

Bu yazıyı en sona almamın sebebi, Satış ve PR ile birlikte uyumu sağlayacak en önemli yapı taşı olması, pazarlama planımız bizi bir birimize bağlayacak stratejiler kümemiz ve en önemli konu. Bunu anlamak için bir stratejinin ne olduğunu inceleyelim;

Strateji Nedir ? Strateji bir savaş terimidir, ve söz konusu savaşsa fikrini almamız gereken kişi ben değil Carl von Clausewitz’dir. Savaş üzerine kitabın yazarıdır, ve bu kitapta bizzat sözleri ile alıntılamak istiyorum.

Bir işgal planını şöyle tanımlıyor;

“Mutlak üstünlüğü ele geçirme olanağı bulamıyorsanız, belirleyici noktada elinizdekileri ustaca kullanarak görece bir üstünlük kurabilmelisiniz. Stratejistin yeteneği, belirleyici noktayı tespit etmek ve her şeyi ona odaklamak, ikincil cepheleri ve daha küçük hedefleri göz ardı etmektir. Savaşta ağırlık merkezi, tüm enerjimizin yönlendirilmesi gereken noktadır.

Bu, tüm güç ve hareketin merkezini temsil eder, her şeyin bağlı olduğu yerdir. Tüm çabalarımızın yönlendirilmesi gereken noktadır.

Düşmanın ağırlık merkezini belirleyerek, çabalarımızı ve kaynaklarımızı daha etkili bir şekilde odaklayabiliriz. Bu da belirleyici bir zafer elde etme şansını artırır. Savaşta amaç, düşmanın güç ve savaşma iradesinin kaynağı olan ağırlık merkezini yok etmektir.”

Bir stratejistin yeteneğini böyle tanımlıyor. Bunlardan çıkarılacak bir çok ders var ama ben şuraya dikkat çekmek istiyorum, “belirleyici bir noktayı bulup, diğer tüm cepheleri göz ardı etmek” işte değer odaklı pazarlamanın altında yatan kavram bu. Bizim işletmemizdeki tüm departmanların bu cepheye doğru hareket etmesi doğru bir pazarlama kurgusu yaptığımızı gösterir.

PR, Satış ve Parlama kurgumuzun temelinde yatan budur. Bir Ağırlık merkezine odaklanıp geri kalan tek derdimizin bu ağırlık merkezinde olduğumuzu anlatmak için tüm yolları deneriz ama bir amaçla, ağırlık merkezimize hitap ederek. Bu yüzden Pazarlama Bir Savaştır. Savaş varsa kaçınılmaz olarak rekabette vardır.

Rekabette Kaybolmamak için ne yapmamız gerekir ?

Sağlık Turizmi reklamlarını bir türlü anlayamıyorum, bir birinin aynısı tasarımları sürekli reklama döndürüyorlar ve hastalar form doldurduğunda da “başka klinikten daha ucuz teklif aldım yanıtı duyuyorlar” çok normal değil mi sizcede, Siz olsanız ne yapardınız ? Satın alacağınız iki şey bir birinin tıpa tıp aynısı ise hangisini alırdınız ? Tabiki daha ucuz olanı. Bu iletişim çemberinden sıyrılmanın yoluda Değer odaklı pazarlamadan geçiyor.

Pazarlama planımızı geliştirirken, hangi hasta gurubunu sahiplendiğimizi ve onlar için neleri daha iyi yapabiliriz diye düşünmeliyiz sonrada bunu ekibe anlatıp bu hasta gurubu ağırlık merkezinde sürekli derdimizi anlatmalıyız.

Kalıcılığı Esas Almak ?

Şu anki pazarlama çalışmalarınızın 1-2 sene sonraki markanıza etki yaratacağını düşünüyor musunuz ? İdareten yapılan web siteniz, satış ekibi baskısıyla gelen leadler, ajansların rasgele çektiği hasta memnuniyet videoları. Bu çalışmaların bir çoğu işletmenize şu an bile fayda sağlamayan sadece harcadıkça hayatta kaldığınız ve harcadıkça harcamaya bağımlı olduğunuz bir model.

Burada kaybedilen ise belli, patronların giden paraları sürekli oturmayan bir ekip ve ajans iş birliği, kaygı içinde olan patronlar. Bu yüzden de andaki kaybedileni düşünmek en doğal hakkınız, burada o yüzden sizin hiç bir suçunuz yok, burada size anlatılanlar ve ekibinizde ki yönetici pozisyonunuzda ki insanların iş bilmezliği sendromuna kapılıyorsunuz, size "biz bir diş kliniğinden daha fazlasıyız" diyerek gelecek vaad ettikleri söylüyorlar.

Yanınızda ki insaları iyi seçmek önemli...

Değer Odaklı Pazarlama

Sağlık turizminde pazarlama dediğimizde ilk akla gelen şey dijital reklamlar, sosyal medya içerikleri ya da lead toplama çalışmaları olabilir. Ama değer odaklı bir pazarlama süreci bundan çok daha fazlasını gerektirir. Bu yaklaşım, sadece kısa vadeli sonuçlara değil, işletmenin uzun vadeli etkisine ve marka kalıcılığına odaklanır.

Değer odaklı pazarlama, hedef hasta grubunuzu sahiplendiğiniz, onların problemlerini derinlemesine anladığınız ve her şeyden önce bir "değer" sunduğunuz bir sistemdir. Pazarlama planlarınızın odağı, bu değer üzerine kurulmalı ve tüm ekiplerin, iletişim kanallarının ve stratejilerin bu ortak paydaya hizmet etmesi sağlanmalıdır. Bu, sadece form dolduran hastalara teklif göndermekten öte bir şeydir. Onlara "neden sizi seçmeleri gerektiğini" anlatan, fiyat yarışına girmeden farkınızı ortaya koyan bir iletişim modeli geliştirmeyi gerektirir.

Peki, neden aynılaşan sağlık turizmi reklamları arasında kayboluyoruz? Çünkü pazarlama süreçlerimizi kalıcılığı esas alarak değil, anlık çözümlerle ilerletiyoruz. Oysa ki değer odaklı bir pazarlama yaklaşımı, bugün harcanan çabaların birkaç yıl sonra bile işletmenize katkı sağlamasını hedefler. Satış baskısıyla yapılan sosyal medya reklamları, rastgele çekilmiş hasta memnuniyet videoları ya da düşük bütçeli web siteleri, sizi bir adım ileriye götürmek yerine sürekli harcama döngüsünde tutar.

Değer odaklı pazarlamada temel hedef, pazarlama çabalarınızı bir amaca yönlendirmek ve bu amaca hitap edecek stratejiler geliştirmektir. Bu stratejiyle, sadece bugün değil, gelecekte de sürdürülebilir bir marka algısı yaratabilirsiniz. Unutmayın, insanlar yalnızca bir diş tedavisi ya da saç ekimi için değil, güvendikleri ve gerçekten bir değer buldukları markalarla çalışmak isterler.

📧 Bize söylemek istediğiniz olumlu ya da olumsuz herhangi bir şey varsa, bu e-postayı yanıtlayarak direkt yazabilirsiniz.

Teşekkürler

- Sadece Sağlık Turizmi