- Sadece Sağlık Turizmi
- Posts
- Kaos Ortamında Sağlık Turizmi Firmaları için Pazarlama
Kaos Ortamında Sağlık Turizmi Firmaları için Pazarlama
Merhaba Değerli Sadece Sağlık Turizmi Okuyucuları, Herkesin Bayramı Mübarek Olsun, umarım sevdikleriniz ile sağlıklı ve mutlu bir bayram geçiririsiniz. Bu tatil gününde okumanız için keyifli bir seriye başlıyoruz...
Kaos Ortamında Sağlık Turizmi Firmaları için Pazarlama📌
Merhaba Değerli Sadece Sağlık Turizmi Okuyucuları, Herkesin Bayramı Mübarek Olsun, umarım sevdikleriniz ile sağlıklı ve mutlu bir bayram geçiririsiniz. Bu tatil gününde okumanız için keyifli bir seriye başlıyoruz…

Artık çok belli oldu ki, ekonomide kemer sıkmanın da ötesine geçeceğiz. Her ne kadar ülke olarak olağanüstü şartlara alışık olsak da, çok daha tuhaf bir dönem bizi bekliyor gibi. Bu yüzden bugün sizleri, güvenli bir limana davet ediyorum.
Bu hafta 5 dakikada;
Kriz ve kaos zamanlarında pazarlama stratejileri oluşturmaya çalışan sağlık turizmi firmaları için 8 ilke;
‘e üzerine kafa yoracağız keyifli okumalar… :)
1-Pazar payınızı ve müşterilerinizi koruyun
Çünkü saldıracaklar. Tanıdığınız ve tanımadığınız rakipleriniz, en kârlı ve en sadık müşterilerinizi almak için saldırıya geçecekler. Önemli müşterilerinizi ve segmentlerinizi korumak için hazırlıklı olun.
2-Saldırın
Kaos ortamını, rakiplerinizden pazar payı kapmak için fırsat olarak kullanabilirsiniz. Pazarlama bütçelerini kısabilirler. Fırsatı kullanın ve agresif saldırılar düzenleyin.
3-Müşterilerinizi daha iyi dinleyin
Tıpkı sizin gibi onlar da baskı altında. Kendilerini bu olağandışı şartlara uydurmaya çalışıyorlar. Bu da demek oluyor ki, onların da davranışları, istekleri ve ihtiyaçları değişebilir. Onları her zamankinden daha iyi gözleyin.
4-Pazarlama bütçenizi artırmaya, en azından korumaya çalışın
Böyle zamanlar pazarlama bütçenizi kısmak için en kötü zamanlardır. Amaç sadece yeni müşteriler kazanmak değil, eldekileri korumak da çok önemli. Çünkü agresif rakiplerle uğraşacaksınız.
5-Güvene oynayın
Herkes gergin. Hem müşterileriniz hem tedarikçileriniz için sizinle devam etmenin güvenli olduğunu duygusunu iletmeye çalışın. Müşterileriniz, sizinle devam etmenin doğru olup olmadığını mutlaka düşüneceklerdir, doğru yaptıklarını hissettirmeniz gerekir.
6-Kestirip atın
Pazarlama bütçenizde olumlu geri dönüş alamadığınız kalemler varsa, hızlıca kestirip atın. O bütçeler bir şekilde kırpılacak. Başkası kırpmadan siz kırpın.
7-Markanızı koruyun
İndirim gerekli görünebilir ve yapmak isteyebilirsiniz. Rakipler de yapıyor olabilir. Siz yapmayın. Fırtınalı günler öyle ya da böyle geçecek. Güneş açtığında, markanızı eski fiyatlarına çekmeye çalıştığınızda, sıkıntı yaşarsınız. Markanızın algılanan fiyatıyla oynamayın.
İllâ ki uygun fiyatlı satmak istiyorsanız, farklı bir marka adıyla satın. (ABD’de 1992’deki ekonomik durgunluk sırasında Anheuser-Busch, Budweiser'den daha düşük fiyatlı Natural Pilsner’ı piyasaya sürdü. Arçelik’in Altus’u ya da Vestel’in Regal’i gibi operasyonel bir markanız olması iyidir.)
Hem düşük fiyat isteyen kitleye istediğini vermiş olun, hem de yüksek fiyatla bir sorunu olmayan müşterilerinizi markanızdan uzaklaştırmamış olun.
8-Güçlüyü kurtarın, zayıfı öldürün
Güçlü ürünlerinize, güçlü hizmetlerinize ve güçlü markalarınıza odaklanın. Zayıfları güçlendirmek için çaba sarf etmeyin. Zamanınızı, paranızı ve dikkatinizi zayıflara harcamayın. Bırakın, elensinler.
Kotler ayrıca, fazla özellikli ürünlerin özelliklerinde de sadeleştirmeler yapılıp daha basit, işlevsel ve uygun fiyatlı modeller üretilebileceğinden bahsediyor.
Harvard da aynı görüşte
Harvard Business School’dan John Quelch ve Katherine Jocz, Kotler’in önerilerine benzer öneriler sunuyor. Diyorlar ki:
📕
"Müşteri ihtiyaçlarını mikroskop altına alan, pazarlama bütçesine bir balta yerine neşter atan ve değişen talebe yanıt olarak stratejileri, taktikleri ve ürün tekliflerini çevik bir şekilde ayarlayan şirketlerin hem durgunluk sırasında hem de sonrasında gelişme olasılığı diğerlerinden daha yüksektir."
Ayrıca böyle kaos dönemlerindeki tüketicileri dörde ayırmışlar. Bire bir çevirmeden, kısaca üzerinden geçeceğim:
1-Duvara çarpanlar
Ekonomik sıkıntıdan en çok etkilenen kesim. Finansal açıdan savunmasızlar. Bu grup satın almamaya, satın almayı ertelemeye ya da daha ucuz ürünü satın almaya başlayacak.
2-Acılı ama sabırlı kesim
İşsiz ve zor durumda değiller ama sıkıntıyı da gördüler. Hafifçe frene basacaklar. Duvara çarpanlar kadar ağır hasar almayacak, agresif değişiklikler yapmayacaklar.
3-Rahat kesim
Süper zengin olmasalar da bu grubun gelirleri yüksek ve güvencede. Risk altında hissetmiyorlar ve harcamalara aynen devam ediyorlar.
4-Umursamazlar
İşsiz ve parasız kalmadıkça olan biteni umursamayan genç ve şehirli kitle. Alışkanlıklarını kolay kolay değiştirmez, günlük yaşar, deneyim peşinde koşarlar.
Harvardlı yazarlar, sadık müşterilerinizin çoğunlukla bu dört kesimden hangisinde bulunduğunu tespit etmenin önemli olduğunu söylüyorlar.
Tespiti yaptıktan sonra da, sadık müşterilere ve sıkıntılarına odaklanıp onları ürkütmemenin önemli olduğunu vurguluyorlar.
Tıpkı Kotler gibi, satışları artırmak uğruna, sadık müşterilerin kafalarını karıştıran kararlar alınmaması gerektiğini söylüyorlar.
📕
"Durgunluklar sırasında, sadık müşterilerin nakit akışı ve organik büyüme kaynağı olarak birinci sırada olduğunu hatırlamak her zamankinden daha önemli."
Yoğun rekabet ortamında kaybolmadan nasıl sürdürülebilir bir sağlık turizmi süreci oluşturabilirsiniz ? Buraya tıklayarak senin için hazırladığımız değer sayfasına göz atın… :)
İyi bayramlar.
Reply